Sinir Krizi

Sinir krizi aslında her insanın geçirebileceği bir durumdur. Hiç beklemediğiniz bir andan veya olaydan dolayı ortaya çıkabilir. Bireylerin ruh ve sinirlerini oldukça yıpratan bu kriz sinir hasarlarına yol açmaktadır. Sadece kişiye değil aynı zamanda çevresindeki insanları da olumsuz etkileyerek yıpratan bir durumdur. Sinir krizi geçiren birey hem kendine hem de çevresindekilere fiziksel zararlar verebileceği için temkinli ve dikkatli olunması gerekmektedir.

Sinir Krizi Nedir?

Sinir krizi bireyin hayatındaki sorunları sürekli içine atarak streslenmesi ya da o anda gelişen bir olaydan dolayı olarak aşşırı kızgın ve üzgün hissetmesinden dolayı ortaya çıkan fazla stres ve baskı durumunun da tetiklediği bir kriz durumudur. Kriz anlık gelişerek cinnet getirme durumuna kadar sürükleyebilir. Birey bu süreçte ne yaptığının ve ne halde olduğunun o anlık farkına varmayabilir. Sinir krizleri genel olarak 15 dakika kadar sürer nadir de olsa 1 saati de bulduğu olmaktadır.

Kriz geçiren bireyde ağlama nöbetleri, bağırma, çığlık atma, titreme, çırpınma ile çevresine ve kendisine zarar verme gibi bilinçsiz davranışlar görülmektedir. İstem dışı gelişen bu olayda aslında bir öfke patlaması yaşanmaktadır. Genel olarak aldatılma, terk edilme, şiddet görme, yakınını kaybetme, uzun süredir psikolojik şiddet görme, kin, kıskançlık ve iflas gibi psikolojik travma bırakabilecek durumlarda sıklık ile görülmektedir. Birey kendine engel olamamak ile birlikte zarar vermeye başlar. Daha sonradan pişman olacağı tehlikeli davranışlar sergileyebilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bazı bireyler tüm hayatları boyunca öfke ve sinir haline meyilli olurken bazı bireyler ise oldukça sakin olabilir. Ancak bu durum kimin sinir patlaması yaşayacağını bizlere belli eden bir durum olmadığı için her zaman dikkatli olunması gerekir. Sinir krizi geçirmeden önce bazı belirti ve sinyalleri almak mümkündür. Bunlar bitkinlik, yorgunluk, iştahsızlık, isteksizlik, irritasyon oluşumu ve alınganlık gibi etkileri gözlemlemek mümkündür. Aslında sinir ve stres hayatın her alanında var ve bundan kaçmak pek kolay olmayabilir. Ufak sorunlara dahil stres yapabiliriz.

Kriz geçirme durumu aslında sadece sinir yükselmesi değil adrenalin yükselmesi ile de gerçekleşen bir durumdur. Bireyin hayatındaki olumsuz ve ona uygun olmayan durumlara karşı yaptığı stres ile uyum sağlamamaya başlayarak adaptasyon sorunu yaşar. Sonuç olarak ise baskılanma, karşı koyma, kaldıramayacağı kadar stres depolama, kriz geçirmek üzere olduğuna dair alarm ve patlama yani kriz anı yaşanır.

Kriz Halindeki Bireye Ne Yapılmalı?

Öncelikle kendi can sağlığınızın güvenliğini alarak kendinizi tehlikeye atmadığınıza emin olarak yaklaşmalısınız. Kriz geçiren bireyi sakinleştirmek için onun ile sakin ve tehditkar olmadan konuşmalı derin nefes alıp vermesine yardımcı olmalısınız. Eğer kapalı bir alanda ise hava alması için açık havaya çıkarabilir ya da kalabalık alanda ise fazla insan bulunmayan bir köşeye çekebilirsiniz. Bu onu biraz daha sakinleştirip rahatlatacaktır.

Kriz geçiren bireylerde kriz sonrası uyuşukluk, ağlama, bayılma, halsizlik, titreme ve konuşamama görülmesi olağan bir durumdur. Vücudumuzun tüm çalışma ve sinir sistemini harap eden stres aslında pek çok hastalığın ve psikolojik sorunun başlangıcıdır. Kriz geçiren bireylerde oluşan bayılma, uyuşukluk ve titreme sadece kriz ile alakalı olmayabilir. Başka bir hastalığın belirtisi olabileceğinden kesinlikle hastaneye götürülerek sorun bildirilmelidir.

Kriz anları ile başa çıkmak ve üstesinden gelmek oldukça zor olabilir. Gün içerisinde yaşanılan bir çok olay ve geçmişteki travmalar stres yaratarak bunu tetiklemektedir. Bu yüzden bireylerin atlatamadıkları durumlarda ve üzerinde baskı hissettiği anlarda çıkış yolu bulamadıkları için psikolojik destek almaları oldukça önemlidir. Bu sayede olası krizler engellenebilir ve kriz sonrasında toparlanma süreci daha kolay yoldan hızlı bir sonuç alarak elde edilebilir.

Uzman psikologlar tarafından psikolojik yardım almak oldukça yararlı sonuçlar elde etmenizi sağlar. Aslında ruh sağlığınıza dikkat etmek fiziksel sağlığınızı da korumanıza yardımcı olarak büyük bir fayda sağladığını bilmelisiniz. Bazı bireyler psikoloğa gitmeyi tamamen kabul etmeyerek aslında sadece kendisine değil aynı zamanda çevresine, sevdiklerine ve ailesine de oldukça büyük zararlar vermektedir. Özellikle destek alması gereken fakat bunu umursamayan ebeveynlerin çocuklarını düşünmeleri gerekmektedir. Ne yazık ki psikolojik desteği kabul etmeyerek onların hayatlarında travmalar bırakmış oluyorlar. Bu da ileri de çocukların da sinir krizi geçirmeye meyilli olmalarına ve öfke sorunları yaşamalarına sebep olmaktadır.