Bireysel Psikoloji

Duygusal Açlık

duygusal açlık-bursa psikolog

Duygusal Açlık Nedir?

Duygusal açlık, kişinin herhangi bir negatif veya travmatik durum yaşadığında ya da bu tarz bir durumu anımsadığında, kendini yemek yiyerek bu durumdan geçici olarak kurtarma davranışına denir. İnsan psikolojisinde kötü durumlarla başa çıkabilmek için geliştirilmiş bazı savunma mekanizmaları vardır. Bu mekanizmalar, yaşadığımız tecrübe ve travmalara göre şekillenir. Savunma mekanizmalarımızı bilinçaltımız yönetir.

Bunlara örnek verecek olursak, mesela yaklaşmakta olan stresli bir durum var, diyelim ki bir öğrencisiniz ve yaklaşan zor bir sınavınız var veya çalıştığınız şirkette müdürünüze açıklamanız gereken bazı durumlar var, ya da bir sanatçısınız ve birkaç gün içerisinde yüzlerce kişinin önünde performans gerçekleştireceksiniz.

İşte bu tarz yoğun stres durumlarında beyniniz, üzerinizdeki gerginliği azaltmak adına sizi bazı şeylere yönlendirir. Bunlara örnek olarak, tikler, ağlama krizleri, aşırı uyuma, aşırı spor yapma, aşırı sosyal medya ile ilgilenme gibi durumlar örnek verilebilir. Bazı insanlar ise bu tür stresli durumları kendilerini aşırı yemeye vererek aşmaya çalışırlar. Duygusal açlığın nedeni özetle budur.

Duygusal Açlıkla Gerçek Açlık Arasındaki Fark

Duygusal açlık genellikle aniden ortaya çıkar. Herhangi bir şeye üzüldüğünüzde, kızdığınızda veya bu tarz bir durumu hatırladığınızda ortaya çıkar. Gerçek açlıkta ise gerçekten yemek vakti gelmiştir ve vücudunuzun besine ihtiyacı olduğunu, beslenmeniz gerektiğini hissedersiniz.

Duygusal açlıkta daha çok cips, tatlı, abur cubur tarzı haz veren şeyler isterken, gerçek açlıkta normal ve besleyici yemeklere istek duyarsınız. Ayrıca duygusal açlıkta genellikle hızlı ve tıkınırcasına yeme vardır. Duygusal yeme davranışından sonra çoğunlukla bir pişmanlık ve şişkinlik hissi oluşur. Gerçek açlıkta ise yedikten sonra rahatlama vardır.

Duygusal Açlıkla Başa Çıkma

Öncelikle yaşadığınız durumun bu olduğuna ve nedeninin tamamen duygusal ve psikolojik kaynaklı olduğunu kabullenmeniz gerekiyor. Kendinize bunu itiraf edebilmek zaten işin en zor kısmı diyebiliriz. Burada ilk hedefiniz yaşadığınız durumu tanımlama ve kategorilendirmedir. Doğru tespit doğru müdehaleyi getirecektir. Diğer bir deyişle erken doğru ve erken teşhis hayat kurtarır. Tek fark psikolojinizin kurtarılmasıdır.

Durumu kabullendikten sonra yapacağınız ilk şey bir yeme günlüğü tutmak olacak. Bu günlüğe yaşadığınız durumlarını fark eder etmez yazmanız gerekiyor. Örneğin, “Pazartesi saat 21:30 Eşimle tartıştım ve canım dolaptaki çikolatayı yemek istedi.” Bu tarz durumları yazdıkça zaman içinde daha çok ne gibi olaylarda duygusal yemeye yöneldiğinizi anlayabilirsiniz.

Bir diğer yapmanız gereken ise iyi ve kötü besinleri birbirinden ayırın. Size faydası olmayan ve duygusal açlık yaşadığınızda yöneldiğiniz besinleri tespit edip onları ortadan kaldırırsanız, duygusal açlık yaşadığınız zaman bu zararlı besinleri bulamazsınız. Böylece davranış bir süre sonra sönme eğilimine girecektir. Siz de dolabı açtığınız zaman sadece yararlı şeyleri bulmuş olursunuz.

Duygusal açlık yaşadığınızda durumu anlar anlamaz elinizdeki yiyeceği bırakın. Bitirme eğilimi içerisinde olmayın veya “Nasıl olsa başladım artık bir dahaki sefere dikkat ederim.” diyerek işi kendiniz için zorlaştırmayın. Psikolojide ilk tedavi kendi farkındalığınızdır.

Yeterli uyumaya ve fiziksel aktivitenize özen gösterin. Bu ikisinin düzenli olduğu kişilerde psikolojik rahatsızlıkların çok daha az olduğu bilinen bir gerçek. Ayrıca erken yatmaya da özen gösterin, gece 2-sabah 10 uyumak ile akşam 11-sabah 7 arası uyumak arasında dağlar kadar fark var. Yatmadan 1 saat önce de telefon ekranından uzak durun veya telefonunuzun mavi ışık filtresi modunu aktive edin.

Son olarak da, duygusal açlık probleminizin altında yatan psikolojik durumun farkındaysanız kesinlikle destek alma seçeneğiniz olduğunu unutmayın. Psikolojik destek aldığınızda bu rahatsızlığı çok daha kolay ve hızlı bir şekilde aşabilirsiniz. Hem de sorunu kökünden halletmiş olursunuz.

Farklı bir sorununuz varsa iletişime geçmekten çekinmeyin.

Bloğa geri dön